29 Aralık 2017 Cuma

ÇEYREK ASIRLIK GURUR, AHLAT GAZETESİ 25 YAŞINDA, AHLAT KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI, İlhami NALBANTOĞLU

AHLAT GAZETESİ 206. SAYISI İLE 25. YILINI TAMAMLADI
ÇEYREK ASIRLIK GURUR
Ahlat Gazetesi'nin İlk Sayısı:
Ahlat Gazetesi, başta Ahlat olmak üzere, önce çevredeki, daha sonra da bölgedeki tarihi ve kültürel mirasın korunması, gelecek kuşaklara taşınması için çeyrek yüzyıllık bir emek sarf eden bir yayın kuruluşunun adıdır.
Ahlat Kültür Sanat ve Çevre Vakfı’nın yayın kuruluşu
Ahlat Kültür Sanat ve Çevre Vakfı’nın yayın kuruluşudur. Bu Vakfın kuruluş belgesinde yazılı olan ilkeler doğrultusunda hareket etmektedir.
Ulusal ve Uluslararası Basın-Yayın kurallarından bir milim sapmadan 25. Yılını tamamlamanın gururunu taşımaktadır.
Yayın hayatı boyunca önüne hedef olarak koyduğu, “Ahlat ve Çevresi’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne Alınması” konusunun takipçisi olmuştur.
Başarısını, hiçbir özel ya da kişi, kurum ve kuruluştan hiçbir maddi destek, araç, gereç, yardım almaksızın gerçekleştirmiş, sorumluluklarını aksatmaksızın yükümlülüklerini ciddiyetle yerine getirmiştir.
Ahlat Gazetesi, bu işlevini sürdürürken okuyucularından aldığı pozitif katkıları sayfalarına taşımayı görev kabul etmiş, aldığı eleştirileri ise cesaretle sütunlarına taşınmaktan kaçınmamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş, dünya durdukça varoluş ilkeleri doğrultusunda, kaliteli, nitelikli, saygın, sabırlı, inançlı, manevi değerlere saygılı bir yayın anlayışı içinde çeyrek asrı geride bırakmıştır.
Yayın hayatı boyunca, yazı, makale, inceleme, araştırma, rapor, anı, şiir göndererek destek sağlayan, yazar, çizer, şair, araştırmacı, gazeteci, akademisyen, diplomat, bürokrat, teknokrat düşünür, politikacı dostlarımıza ve okurlarımıza en içten, samimi teşekkürlerimizi sunuyoruz…

10 Aralık 2017 Pazar

KADINA ŞİDDETE HAYIR!.. AHLAT KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI, İlhami NALBANTOĞLU

KADINA ŞİDDETE HAYIR!..

            Kadına yönelik şiddet, dünyada en yaygın insan hakkı ihlalleri arasında yer alıyor. Kadınlar neredeyse hemen her gün tacize, tecavüze ve cinsel şiddete uğruyor.
Ülkemizde 2017’nin ilk on ayında 240 kadın ve kız çocuğu öldürüldü. Aynı süre içinde 77 kadın tecavüze, 190 kadın tacize uğradı. 286 kız çocuğu cinsel istismara uğradı. 338 kadın şiddete maruz kaldı. Bu rakamlar korkunç bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzun bir göstergesidir
            1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye’nin 2011’de ilk imzacısı olarak çekincesiz kabul ettiği, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda en kapsamlı metin olan “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” kısa adıyla “İstanbul Sözleşmesi” kadına yönelik şiddeti 3. Maddesi’nin (a) fıkrasında şu şekilde tanımlıyor.
            “Kadınlara yönelik şiddet bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi olarak anlaşılmaktadır ve ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veya ıstırap veren veya  verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem ve bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir.”
            Kadına yönelik şiddet, kadınların temel haklarından biri olan çalışma haklarının da ihlalidir. Bu şiddet maddi temelini iş ortamlarında hakim olan, kadınlar aleyhine işleyen güç ilişkilerinden ve erkek egemenliğinden alır.
            “İstanbul Şözleşmesi”ni takiben sendikalar da artık aile içi şiddetle mücadeleyi kendi programları içine almaya başladılar. Toplum olarak kadınlarımız için şiddetten arındırılmış aileler, işyerleri ve ortamlar istiyoruz.
            İstanbul Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü  nedeni ile “Hiçbir şiddet karanlıkta kalmayacak” sloganı ile bir araya geldiler.
            Kadını koruma  yasası olan “6284” yazılı maketler taşıyarak yürüdüler. Yürüyüşte öldürülen kadınların aileleri de yer aldı.
            “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.” pankartı açan kadınlar şiddeti protesto ettiler.
            DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Ankara’da da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü dolayısıyla kadınlar bir araya geldiler. Yaptıkları açıklamada: “Tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, kadınlara yönelik şiddete ve şiddeti besleyip büyüten düzene karşı sesimizi daha fazla yükselteceğiz. Çünkü erkek egemen düzenin kadınlarla derdi bitmiyor.
Biz kadınlar, özgürlüğümüze, bedenimize, hayatımıza, kadın mücadelesine yönelik saldırıları ve nefret dilini kabul etmiyoruz.” dediler.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Dayanışma ve Mücadele Günü dolayısıyla bir araya gelen kadınlar, çeşitli slogan ve dövizlerle yürüyüş yaptı. Yaklaşık 500 kadının toplandığı alanda yapılan basın açıklamasında; yasa, yasak ve polis müdahalesiyle kadın mücadelesinin engellenemeyeceğini belirttiler.

Ankara Kadın Platformu’nun açıklamasında ise; “Kolluk kuvvetleriyle karşılaşan, gözaltına alınan, tutuklanan kadınlar, taciz ve tecavüz ile tehdit ediliyorlar. Cezaevlerinde kadınlara dönük şiddet artarak devam ediyor.” ifadeleri yer aldı.
Türkiye dışında başta Fransa olmak üzere Batılı ülkelerin “Kadına Yönelik Şiddeti” öncelikli
Konular arasına almaları ve bu konunun çözümü için büyük miktarlarda ödenek ayırmaları pozitif bir gelişme olarak dikkat çekmektedir.

            Ülkemizde de bu konuya çözüm bulmak için acil önlemler alınması gerekiyor.

5 Aralık 2017 Salı

SİZDEN GELENLER... AHLAT KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI, İlhami NALBANTOĞLU

SİZDEN GELENLER...
Sayın Nalbantoğlu,
Dr. Yaşar KALAFAT
Gazetemizin Kasın 2017 tarihli nüshası bana farklı bir heyecan yaşattı. Çok teşekkür ederim. başlıklı inceleme yazısı beni kırk yıl evveline Erzurum’da müfettişlik yaparken Kars’taki aslan yürekli melek kalpli meslektaşın rahmetli Erdoğan Hersan’la olan ortak mücadele günlerine götürdü. Gözümün önünden gitmiyor 180 boyunda atlet yapılı bir yiğit kişi idi. Olmadık bir kaza sonucu bana göre şehit olarak aramızdan ayrılmış, ağabeysisi ve arkadaşları eşi Nurten Hoca Hanım ile Ankara’ya götürmüşlerdi.
Aradan yıllar geçmiş Ahlatta yapılan bir sempozyumda bildiri sahibi Hersan köprüsü, Hersan Yaylası gibi açıklamalar yapınca doğal olarak çok heyecanlanmıştım. Sizin de yardımınızla ilkin esnaftan aynı aileden esnafı araştırmıştık. Maalesef hepsi işyerlerini İstanbul’a nakletmişlerdi. Nihayet Bitlis’in sapa bir mahallesinde bir ev adresi bulmuştuk orada da kimsecikler yoktu.
            “Soylu Kentin Köklü Aileleri” isimli araştırmayı yapan arkadaşı kutluyorum. Ondan Soylu Kentin aile lakaplarını, geçmişin iş adamlarını, siyasilerini, liselerinden mezun olmuş toplumda iz bırakmış hemşehrilerinin de araştırılmasını bekliyoruz.
Ben bu minik notu yörenin sosyokültürel tarihine katkı da olur diye yazdım. Rahmetli Erdoğan’ın akrabalarını bulamamış olsam da o bizim fahihalarımızda ömrümüz oldukça yaşayacaktır.
01 Kasım 2017
                                                                      Dr. Yaşar KALAFAT

Eluca ATALİ
Salam, Ilhami Hocam!
Nasilsiniz? Mene verdiyiniz yuksek deyer ve diqqete göre teshekkur edirem size.
Isa Bey menim eziz dostum idi, ona yazdiqim bir nece yazi da var, onlardan birini publisistik kitabima da salmisham.
O, dünya boyda ureye malik insan idi, ureyine göre onu cox sevdim. Isa Beyin ildönumu erefesinde Özbekistan ve Istanbul seferime hazirlashirdim, yeqin ki, metbuatdan oxudunuz, artiq 40-a yaxin metbu orqan ve tv kanallar bu seferim haqda informasiya yaydilar.
Gercekden, Özbekce kitabim gözlenildiyinden artiq oxucu sevgisi qazandi ve neticede 4 kitabim Özbekceye yayim ucun göturuldu.
Saqliq olsun, növbeti etkinlikde birge olariq.
Size Özbekistan seferimle baqli link gönderirem. 
Sayqilarimla
                                                                                                   Eluca ATALİ

            Sevgili Kardeşim İlhami,
            Yine güzel ve arşivlik bir Ahlat Gazetesi çıkarmışsın, tebrik ederim.
            Bana göre senin bu gazeten öteki il ve ilçe kültürleriyle ilgilenen kişilere örnek olmalı.
            Onlar da en az iki-üç ayda bir kendi yöreleri ile ilgili kültür ve sanatla dolu gazete/dergi çıkarsınlar…
            Başarı dileklerimle…
                            Prof.Dr. Tuncer GÜLENSOY

Abi,
Şu anıları  artık kitap haline getirelim. Çok keyifli ve muhteşem, hatta her sayısında geçmiş hatıra ve güzel anıları, duydukların ve yaşadıklarınla birlikte bizi uzun yıllar ötesine postala, ihtiyacımız var. Bunca rezil bir ortamda az da olsa rahatlatır.
Selam ve saygılar…
                                                                                                   Eşref BUBANİ

İlhami Bey.
 Çok teşekkür ederim. Emeğinize sağlık . Derneğimizin çalışmaları hakkında sizlere bilgi vermek isteriz.  Uygun bir zaman diliminde bizler sizi ziyaret etmek istiyoruz. Çalışmalarınızda başarılar dileriz. Kolay gelsin.
                                                                                                      Atilla KOÇHAN
                                                                                     Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği
                                                                                                Derneği Genel Başkanı

Doç. Dr. Zülfikar SAYIN
Abi,
Çok teşekkür ederim; saygım ve sevgimle..
                                 Doç.Dr.Zülfikar SAYIN

İlhami Bey,
      Teşekkür ederim... Bilgi/kültür dolu yazılar.
      Kutlarım.. Selamlar..
                                       Fahri DEMİR
                                   Minyatür Sanatçısı

Mahiye MORGÜL
Merhaba İlhami Bey,
Gazeteye yanlışlıkla girmiş olacağını düşündüğüm bir yazı gördüm, Elif Şafak reklamı... Asla önermediğim yazardır, postmodernite çöplüğünde eşinir, insanımızın beynine çöp atar...
Asla aile fertleriyle bir araya getirilmemesi gereken PİÇ kelimesini kapakta ve BABA ile birlikte gözümüze sokuyor. O kitabı inceleme konusu yapmak bile yanlıştır, toplum olarak edebi dil kullanma seviyemizi aşağıya çekmeye aracı olmaktır. Ahlat kültürüyle bir ilişkisi de yok bu yazının.  Bu da benden bu yazıya eleştiri.
                               Mahiye MORGÜL-Eğitimci Yazar