7 Nisan 2019 Pazar

BİTLİS'İN ULULARI, DR. KASIM KÜFREVİ, AHLAT KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI, İlhami NALBANTOĞLU


BİTLİS’İN ULULARI
DR. KASIM KÜFREVİ
1920-1992
                                                          Prof.  Dr. İsmet KAYAOĞLU
Dr. Kasım KÜFREVİ
      1920 yılında Bitlis’te doğan Kasım Küfrevi, Şeyh Abdulbaki Küfrevi’nin oğludur. Küçük yaşlarda babasından dini bilimlerde dersler aldı. İstanbul Erkek Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Ailesinin mensup olduğu Nakşibendilik tarikatı konusunda “Nakşibendiliğin Kuruluşu ve Yayılışı” adlı bir doktora tezi yaptı (1949).
      Küfrevi ailesi soyadını Siirt’in Kufra köyünden alır. Akademik hayatı terk ederek 1950’de Demokrat Parti’den milletvekili seçildi. 27 Mayıs 1960 ihtilaline kadar Ağrı milletvekilliği yaptı. Yassıada’da yargılandıktan sonra beraat etti. Kısa bir aradan sonra, 1964’te siyasi hayata dönerek 1980 ihtilaline kadar parlamenter oldu. Fakat bilim hayatını terk etmedi. 1950’lerde Ezher Üniversitesinin düzenlediği bir ilmi toplantıda verdiği cevaplar dikkati çekmiştir. Ünlü alim Zahid el-Kevseri, ona hayranlığını belirterek kendisine geleneksel diploma olan bir icazet vermiştir.
      Üzerinde durduğu Nakşilik tam bir mistik (tasavvufî) tarikattır. Derviş tarikatları içerisinde en tutucu bir tarikat olarak sayılır. İbadet ve zikire çok önem verirler. Nakşibendiliğin bir kolu olan Halidiye, Doğu illerinde Şafi’ler arasında yayılmış ve tutunmuştur. Zikir esnasında dünya ile ilgili her şeyden arınılarak temiz giysiler giyilerek, kıble yönünde, gözler yumularak rabıta yapılır. Yani mürşidin yüzü, iki kaş arasında farz edilerek 20 kere istiğfar, sonra bir Fatiha, üç İhlas okunur ve sonra sesli olmamak üzere, Allah’ın razılığını dilemek suretiyle Allah adı belirli sayılarda anılır.
      Arapça, Farsça, Kürtçe, Fransızca, İngilizce ve Almanca bilen ve çok sayıda araştırmaları bulunan Kasım Küfrevi 03.12.1992 tarihinde vefat etti. Vasiyeti üzerine Eyüp Sultan Kabristanı’na defnedildi (Küfrevi mad. T. Diyanet Vakfı İslam Ans.).
      Kendisiyle yapılan röportajda şöyle diyor: “Bitlis’te bizim ailemizde, Türkçenin değişik bir şivesi konuşulur. ‘Bitlis Türk Ağzı’ diyebileceğimiz özel bir ağız vardır.”
      “Hiçbir Doğulu aile, Kurtuluş Savaşında Batıdaki aileden daha az şehit vermemiştir. Türkiye Cumhuriyeti bu milletin tüm evlatlarının ortak eseridir. Bu eserin elde edilmesinde, din adamları Atatürk’e sürekli destek olmuşlardır. Bu desteği sağlayanlardan rahmetli dedemin Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığı beş mektubu orijinalleriyle birlikte muhafaza ediyorum.” (İlhami Nalbantoğlu, Kasım Küfrevi’nin Ardından, Ankara, 1994)
Kasım Küfrevi'nin Ardından Kitabı
     Atatürk’ün bu aileyi önceden tanıdığı kuvvetle muhtemeldir. Yazdığı Hatıra Defterinde şu satırlara yer verir: “…Öğleden evvel saat 10’da El-Şeyhuttani el-Halidi Mehmed Efendi el-Nakşibendi-i Küfrevi’nin Kızılmescid Mahalinde türbesini ziyaret ettim. Küçük bir türbe şeyhin merkadı vardır. Şeyhin merkadının örtüsü sırma işlemeli, yakut, elmas gibi taşlarla müzeyyen, diğer merkad dahi sırma işlemeli, örtülüdür.”
         Atatürk şeyhlerin Bitlis’teki güç ve etkilerini bilerek Şeyh Abdulbaki Küfrevi Efendiden yardım istemiştir. Gönderdiği 24 Ağustos 1920 tarihli mektupta “…Zat-ı âlileri gibi vatanperver dindaşlarımızın vatani ve fedakârane olan yardım ve hizmetleriyle vatanımızın ve hilafet makamımızın kurtuluşuna matuf meşru mesaimizde ergeç başarıya ulaşma hakkında kanaatım sarsılmaz.” (A.Kardaş, Bitlis ve Çevresinde İz Bırakanlar. G.Ü. Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2004, s.74)
       Abdulbaki Efendi 5 Şubat 1921 tarihinde savaş sırasında tahrip edilen tekkesinin tamir masrafları ve kendisinin geçimi için bir miktar tahsisat bağlanması amacıyla Maliye Vekaletinden talepte bulunmuştur. Abdulbaki Efendi sahip olduğu ev, tekke ve tarım alanları işgal esnasında uğradığı tahripler yüzünden kazanç sağlamaya müsait değildi. Bu nedenle kendisine Maliye Vekaletince 3000 Lira maaş tahsis edilmiştir.
       Öyle anlaşılıyor ki Kurtuluş Savaşı esnasında ve sonrasında Bitlis’ten yeni devletin kurucularına yeterli destek gelmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilaminal71@gmail.com