18 Aralık 2020 Cuma

DR. KASIM KÜFREVİ ÖLÜMÜNÜN 28. YILINDA ANILDI, AHLAT KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI, İlhami NALBANTOĞLU

 DR. KASIM KÜFREVİ ÖLÜMÜNÜN 28. YILINDA ANILDI

Dr. Kasım KÜFREVİ
Ahlat Kültür Sanat Vakfı’nın 2020 Yılı içerisinde gerçekleştirilecek “Kültürel  Etkinlikler
Programı”
nı hazırlarken 4 Aralık 2020 Cuma gününü, Bitlis’in yetiştirdiği, ünü ülke sınırlarını aşmış önemli bir bilim ve siyaset insanımız Dr. Kasım KÜFREVİ’nin aramızdan ayrılışının 28. yılını bir anma programı olarak gerçekleştirmeyi  öngörüyorduk.
      Tüm dünyayı kasıp kavuran bir küresel salgının her türlü etkinliği engelleyebileceği kimsenin aklının ucundan bile geçmiyordu.
      2020  Yılı Mart ayı başlarından itibaren insanlık alemini eve hapseden, her türlü kültürel, sanatsal, sosyal, siyasal, ekonomik ve sportif etkinliğin gerçekleşmesini engelleyen küresel salgın, herkes gibi bize de bu programımızı  gerçekleştirme izin vermedi.
      İnsanoğlu, bu engellemeyi teknolojinin sağladığı olanakları da yanına alarak sanal etkinliklerle aşmaya başardı.
      Biz de herkes gibi bu etkinliğimizi video-konferans şeklinde sanal bir etkinlik olarak düzenlemek suretiyle sorumluluğumuzu yerine getirme çabası içinde olduk.
      Sınırlı sayıda, Dr. Kasım KÜFREVİ dostları, yakınları ve sevenlerinden oluşturulan bir çekirdek kadro ile sanal ortamda bir araya gelerek, anılarımızı, bilgilerimizi, düşüncelerimizi, öngörülerimizi paylaşma fırsatı bulduk.

      Bu etkinlik sırasında Dr. Kasım KÜFREVİ’nin fikir ve düşünceleri, görüşleri, çeşitli vesilelerle kamuoyuna yansıyan analizleri dile getirildi.
Küfrevi Türbesi
      Bunlar arasında en önemli başlıklardan biri kuşkusuz Dr. Kasım KÜFREVİ’nin Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili  bakış açısıydı.
      Şöyle diyordu:
      “Tarihçilerimiz çok kere Kuvay-ı Milliye’nin Batı Anadolu’dan başladığını yazarlar. Doğrusu Kuvay-ı Milliye’nin Doğu ve Güneydoğu’dan başladığıdır. Yine tarihçilerimize göre, Kuvay-ı Milliye ilkin Yunan ve İngiliz kuvvetlerine karşı verilmiştir. Doğrusu, bu mücadelenin Rus ve Ermenilere karşı verilerek başlatıldığıdır. Ayrıca Kuvay-ı Milliye zannedildiği gibi 1919’da değil, bu tarihten çok önce başlamıştır. Halkın organize olduğu, bazen düzenli ordunun yanında ve bazen de müstakilen düşmanla savaşan ilk Türk milisleri aşiret alaylarıdır. Ruhları bütün Kuvay-ı Milliye şehitleri ile birlikte şadolsun.
Kasım Küfrevi'nin
Ardından Kitabı
      Bu bölgede kurulmuş ve Kurtuluş Savaşı’na katılmış milis kuvvetleri, kadın kahramanlar, ikmal kuruluşları, Reddi-i İlhak Cemiyetleri, Erzurum ve Sivas kongrelerine sağlanılan destekler ayrı ayrı inceleme konularıdır. Bu incelemelerin sonucu, bugünkü Doğulu gençlerin ecdatları ile iftihar etmeleri neticesini ortaya çıkarır ki, bundan hiç şüphem yoktur. Hiçbir Doğulu aile, Kurtuluş Savaşı’ında, Batılı  aileden daha az şehit vermemiştir. Türkiye Cumhuriyeti bu milletin tüm evlatlarının ortak eseridir. Bu eserin elde edilmesinde, din adamları Atatürk’e sürekli destek olmuşlardır.
      Atatürk, bazı kesimlerce iddia edildiği gibi din ve İslamiyet düşmanı değildir. Anadolu’nun birçok yerinde çıkan kargaşalar gibi Doğu’da da bazı reaksiyonel hareketler olmuş, bazı ailelerin yerleri değiştirilmiştir. Bu arada, biz de bir süre zorunlu iskana tabi olduk. Ancak, Atatürk’ün emri ile yeri değiştirilen ailenin ihtiyaçları salandı. Ayrıca, Atatürk’ün Doğu politikasında suhunet ve sevgi vardı. O dönemdeki yönetimde şiddetten yana olanlar başkaları idi.
      Atatürk’ün hilafet konusundaki tutumu da yanlış anlaşılmıştır. Onun tutumu, İslam alemi için çok lüzumlu idi. O dönemin şartlarını, İslam aleminin içerisinde bulunduğu  şartları iyi değerlendirmek gerekir.”
      Zor koşullarda gerçekleştirilen bu anma programının önümüzdeki yıllarda daha uygun koşullarda, daha geniş katılımla gerçekleştirilmesi umuduyla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilaminal71@gmail.com