SELÇUKLU
RÖNESANSI’NIN MERKEZİ: AHLAT
Selçuklu Rönesansı'nın En Seçkin Örneklerinden Biri Bayındır Kümbeti |
Rönesans,
kelime anlamı itibariyle genel olarak bilimde ve sanatta yenilik olarak
algılanmaktadır. Ahlat’ta Selçuklu dönemi, sanat, bilim ve kültürde sıçrama
dönemi olarak görülmektedir. Bununla birlikte o dönemde kadına verilen önem de
ön plana çıkmaktadır. Erzen Hatun için yapılan anıtın, Ahlat’taki anıtların en
görkemlisi oluşu, bu yaklaşımın en önemli kanıtıdır.
Bu
noktadan hareketle Ahlat’ın böyle bir misyonu yüklenmiş olması açısından ne
denli önemli bir işlevi yerine getirmiş olduğu görülmektedir.
Selçuklu
dönemi anıtsal eserleriyle öne çıkan Ahlat, Türklerin yüzyıllar içinde
oluşturdukları, geliştirdikleri, tamamen kendilerine özgü, tarz ve stilleri ile
ne denli büyük bir başarıya imza attıklarını gözler önüne sermektedir.
Yüzyıllar
süren bu gelişmenin başlangıç süreci milattan öncesi döneme rastlamaktadır. Ama
asıl önemli olan ve “Rönesans” olarak nitelendirilen bu gelişim
ve değişimin yaşandığı dönem binli yıllarla başlar, 1.300’lü yıllara kadar
devam eder.
Pek çok
el değiştiren ve pek çok uygarlığa beşiklik eden Ahlat, yüzyıllara meydan
okuyarak tüm varlığı ile tüm kültürel zenginliği ile günümüze kadar gelebilmeyi
başarmış ender tarihi yerlerden biri olarak dikkatleri üzerine çekmektedir.
Ahlat,
300.000’e ulaşan nüfusuyla ve yılda 2 milyon altını vergi olarak vermesiyle
emsalleri arasında büyük bir farkı göstermiştir. Ahlat’ın bu vergiyi verdiği
dönemlerde Erzurum 22.000, Erzincan 33.000, Divriği 3.000, Bayburt 21.000 altın
vergi vermekteydiler. Bu durum aynı dönemi paylaştığı kentlerle arasındaki
gelişmişlik farkını çok çarpıcı bir biçimde ortaya koymuştur.
Selçuklu Eserlerinden En Muhteşem Olanı Ulu Kümbet |
Ahlat’ta,
Rönesansın temel öğelerinden biri olan Hümanizm’in çok çarpıcı örneklerini de
görmek mümkün. Hümanizm’in temelinde insana olan saygı fikri yatmaktadır.
İnsan, doğada eşi ve benzeri bulunmayan bir canlı olarak değerlendirilmektedir.
Bu düşüncenin en çarpıcı örneklerini Ahlat’ta ki her mezar taşının üzerinde
görmek mümkündür. Günümüzde dahi bu kadar anıtın bir arada bulunduğu bir başka
mekanı kolayca gösterememekteyiz.
Ahlat’ta,
teknik, kültür ve sanatın da dahil olduğu tüm konuların bir araya toplanmış
olduğunu görüyoruz. Bu bakımdan el sanatları, çizim ve resmin yer aldığı
anlaşılan, desen ve tezyinat, düşünce kadar saygın bir konum kazanmıştır.
Görünüm, bilginin aracı haline gelmiştir.
Tüm bu
tespitlere dayanılarak “Selçuklu Rönesansı’nın Merkezi :Ahlat” tanımlamasının Ahlat için çok abartılmış bir
tanımlama olmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Üstelik bu tanımlamayı ünlü
tarihçiler, araştırmacılar, bilim insanları Ahlat’a layık görmüşler.
O halde,
bizlerin de Ahlata bir borcumuz olmalı, Ahlatlı olmanın onurunu nasıl ki
üzerimizde gururla taşıyorsak, Ahlat’ın hak ettiği şeyleri yapmak da en kutsal ödevimiz olmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
ilaminal71@gmail.com